VUSLATIN EN GUZELINE SEVDALANMAK

Benim yaşım 24 efendim.Lakin benim doğum günüm dünyaya adım attığım an değil de,seni tanıdığım gündür,kalbime özleminin düştüğü gündür ey sevgili! Seni anlamak,okuduğumuz her satırda seni görmekti,yaşamaktı yüreğimizin en ücra köşesinde yani bizde seni bulmak,aramaktı.Belki de seni tanımak bir milad,bir adımdı O’nun yolunda! Bu biçare kul seni tanıyana dek vuslata sevdalı olmak nedir bilmezdi ki ey sevgili… Senin hayatını okuyup,sana sevdalı olan gönüllerden dinleyene ve öğrene dek bilmezdim!Sanki öncesinde bambaşka bir alemde yaşayan,yolunu kaybetmiş bir yolcu misaliydim…. Dedim ya öncesinde biz hiç bilmiyormuşuz sevgiyi,sevdayı ve canından çok sevmek nedir duymamışız,görmemişiz.Yada gördüğünü sandığımız bu gözlerimiz kör,duyduğuna inandığımız kulaklarımız sağır ve attığını hissettiğimiz bu kalplerimiz meğersem ölüymüş efendim!Seni tanimadan geçen günler,aylar ve yıllar kimsesiz yetimmiş.Seni taniyinca çikmaz sokaklarimiz yol ; Senin sevdan yolumuz,yoldaşımız oldu bizim …

Seni tanimak diyorum tıpkı ruhun bedende yeniden can bulmasi gibi sen ki ey sevgili daha önce hiç görmediğin,duymadığın ama varlığından haberdar olduğun asırlar ötesindeki ümmetini canından dahi öte sevmiş,ellerini açıp arş-ı alâya ümmetim,ümmetim diye bağışlanma isteyenimizsin.Sevmek dedim efendim , seni sevmek tıpkı sahabe efendilerimiz gibi alınan nefeslerle,yürünen yollarla adım adım sana gelmek, koşmaktı ve her ana seni sığdırabilmekti. Hz.Ebubekir (r.a) misali olmaktı seni sevmek; Sağının adami olup seslendiğinde ilk koşan,ilk elini uzatan olmak ve hicret vakti gelip çattiğinda en sevgiliye yoldaş olup ,çölde efendimizin sağinda,solunda ,arkasinda ve önünde durup canini siper etmekti.Bir an dahi tereddüt etmeden canindan vazgeçmekti! Hz.Ömer (r.a) gibi anadan, babadan, yardan ve evlattan vazgeçmekti.Hz.Osman misali evini ocağıni,yurdunu arkadanda birakmakti.Gitmekti ,yüreğinde senin sevdani taşiyarak adim adim yol almakti.

Diyorum ki efendim seni sevmek öylesine güzel ki anlatamam belki ama ömrümün yettiği kadar,nefesimin sonuna dek hece hece,satir satir seni yazarim.Seni sevmek der susarim ey sevgili,en sevgili….

YAZANMERVEDEMİREL

KAVUŞMAK DEDİM BİLİR MİSİN….

Kavuşmak diyorum yoldaşım;
Kavuşmak,kavuşabilmek….
Göz kapakların dünyaya elveda deyişi,
Edebiyete merhaba demesi miydi ki?
Kavuşmak diyorum sahiden bilir misin?
Nedir kavuşmak denen şey?
Bir kaç kelam da siz söylebilir misiniz?
🌺
Kavuşmak diyorum yoldaşım,
Kavuşmak dediğimiz belki de:
Kendine kulak verip özüne dönmek!
İçindeki seni aramak,arayıp bulmaktı…
Yanmaktı için için kavrulmaktı!
Bezm-i Elest’te verilen sözümüze sahip çıkışımızdı.
Dört elle sarılmaktı Kur’an-a ve Sünnet-i Seniyye’ye…
Kavuşmak gecenin en güzel uykusunda hatırlamaktı sevgiliyi…
Yani bir seher vaktinde uyanmak,uyanabilmekti!
🌺
Kavuşmak ah yoldaşım kavuşmak…
Verilen söze, ahde vefaydı!
Sahip çıkmaktı sevdaya,davaya…
O’nu tanıyıp O’nu anlatabilmekti her zerreye…
Uykuya dalmış şu kalplerimizin uyanışı,doğruluşuydu

🌺

Belki de kavuşmak demek

Görmeyen şu gözlerimizin görmesi,
Duymayan kulakların ilk kez duyması gibi…

Günde beş vakit çağrılışımıza evet diyebilmekti!
Geldim,geldim ey sevgili diyebilmek,demekti!

#YAZANMERVEDEMİREL

“BU DESTAN HEPİMİZİN DESTANIDIR KARDEŞİM “

Geçenler de sosyal medyada bir yazı dikkatimi çekti okudum,okudum ama okunan sözler belki bir mermiden daha da acı vericiydi şu gönlüme.Aklıma ise ilk gelen bu vatan, bayrak ,namus için meydanlarda şehadete yürüyen 251 şehidimiz geldi kahroldum duyduklarıma,gördüklerime.Ne oluyor ki bize ey kardeşim anlamıyor,anlayamıyorum bir türlü…
anlayamıyorum bir türlü. ..
Vatanım için önemli bir tarih “15Temmuz” yeniden doğuşun ve doğruluşun yaşandığı bir gün. 15 Temmuz gecesi izlediğim gözlerimin önünden gitmeyen o anlar ,izlediğimde yüreğimin dayanmadığı ve tekrar izlemeye korktuğum sahneler,yaşadığımız o mahşer günü hala yakmakta kalbleri,gönülleri.Bilmiyorum ki kardeşim o gün orada şehit olan 251 şehidimize biz nasıl hesap vereceğiz,nasıl haklarını ödeyebiliriz?

O gün meydanlar da vatanına ,milletine ve bayrağına sahip çıkan milyonlar vardı. O mahşer günü hepimiz bir yaşadık! Öyle ki üzerlerine yağan mermilere koşan mücahidlerimiz ve tanklara meydan okuyarak üzerine yürüyen koca yürekli vatan evlatlarıyla doluydu köprüler,sokaklar,meydanlar ve camiler.Azraille arkadaş olurcasına adeta ölüme koşan, ölüme hoş geldin diyen yiğitlerle doluydu güzel yurdumun dört bir yanı.Ve şehitlerimizin kanları oluk oluk akmaktaydı meydanlarda,köprülerde ve sanki gül kokusu sarmıştı yurdumu mis kokuyor,gül kokuyordu.Ve yine yeniden bir destan yazmaktaydı bu millet ! Sanki yine yeniden tarih tekerrür etmekteydi.Ama bu sefer farklıydı çünkü millet sahip çıkmıştı vatanına,bayrağına ve hainlere geçit vermemişti.Tarihler ve mekanlar farklıydı belki ama yine aynı düşmandı karşımızdaki ve aynı derti kalpleri kasıp kavuran ,derdimiz yine vatan, yine namus,yine bayrak! Başka hangi sebeb olabilir ki milyonları sokağa döküp,tek yürek yapacak?Vatandan,namustan ve bayraktan daha öte hangi neden olabilir söyler misin ey kardeşim?

Ve diyorum ya bu millet yüzyıllardır aynu düşmanla mücadele etmektedir.Elbette dünya döndükçe firavunlar,ebabiller,müşrikler de var olacak amma velakin bu milletin içerisinde kundaktan yetişip gelen bir Peygamber ümmeti var! Milyonlarca vatanına bağlı , bayrağına sevdalı bir çok Ömerimiz,Musablarımız,Hamzalarımız ,
Ebubekirlerimiz,Fatımalarımız,Zeyneplerimiz ve Aişelerimiz var bizim kardeşim! İşte diyorum ki kardeşim birçok zafere şahittir bu millet! Kurtuluş savaşı,Çanakkale zaferi ve 15 Temmuz destanı hepsinde de aynı ruhtur kalpleri ve bedenleri harekete geçiren.Nasıl birbirinden farklı diyebilirsin ki?O gün de bu günde aynı ruhtu zaferi kazanmaya vesile olan…
Kurtuluş savaşındaki zafer de,Çanakkale zaferi de ,15 Temmuz zaferi de bu milletin zaferidir! Sanılmasın ki farklıdır birbirinden yine aynı derttir, yime aynı ruhtur.YİNE VATAN,YİNE BAYRAK! Kurtuluşu savaşında da amaç ülke bütünlüğünü korumak,ulusal eğemenliğe ,vatana ve bayrağa sahip çıkmaktı.Çanakkale zaferi ise Türk ulusunun bağımsızlık ve simgesi olmuştur.Ve her siper de ayrı bir destan yazan askerlerimiz bu zaferin sonunda “ÇANAKKALE GEÇİLMEZ!” sözünü tarihe yazmıştır.15 Temmuz gecesi de bu millet bu kez “Bu vatan topraklarına kimsenin dokunamayacağını,ezanların dinmeyeceğini ,vatanın asla bölünemeyeceğini !” bir kez daha yeniden tarihe yazdı.”Diyorum ki kardeşim bu vatan topraklarının hepsi bir ve yazılan destanlarımız hepsi bizim destanımızdır.Hiç O destan ,bu destan diye bir ayrım olabilir mi?Olmaz,olamaz…Ve unutulmamalıdır ki yazılan destanlar ne saatlik,ne günü birlik ne yıllıktır kardeşim. Nasıl olur ki destana saatlik bir destandır denilir anlamam,amlayamam ki…Yazılmış olan destanlarımız bu vatan topraklarında tek bir fert kalana dek var olacaktır!Ve tarihe silinmez kalın harflerle yazılmıştır.Siz hiç düşünmediniz mi ki ömründen ailesinden vazgeçenlerimizi ve evlatlarını bu vatana emanet bırakan şehitlerimizi böylesi şehadete koşan yiğitlerimiz varken nasıl olur da zamandan,saatten bahsedilirsiniz?Hiç duydunuz mu Bakara Suresinin 154.ayetteki yazanı işittiniz mi?Ben söyleyeyim ” Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyiniz” baksana kardeşim ayet-i kerime de böyle bahsedilirken nasıl olur da bu destanlara zamana ,saate ve güne sığdırabiliriz?Siz bilmiyor musunuz ki destanlar zamana yenik düşmez,zamanla asla kısıtlanmaz,kısıtlanamaz.15 Temmuz destanı da bu milletindir,Çannakle destanı da bu milletindir bilesin kardeşim….

#YAZANMERVEDEMİREL

ÖZÜNE UZATI VER ELİNİ ,YÜREĞİNİ KARDEŞİM….

Sahiden biz kimiz ki?

Hiç soruyor muyuz aceb kendimize,

Nereden gelmekte,nereye gitmekteyiz!

Han mıyız,hancı mı yoksa yolcu muyuz?

Sahiden biz kimiz ki?

Bir kendimizi bulamadık gitti…

Sizce de artık kim olduğumuzu hatırlama zamanı gelmedi mi?

Artık konuşmalı anlatmalı bizi,bize anlatmalı…

Uyanmalıyız artık be vesselam uyanmalı!

Dirilmeliyiz artık….

Biz kimiz biliyor musun?

Dünya hanına sürülmüş bir yolcu,

Hak’tan gelip Hakk’a yyürüyen mücahidleriz….

Bir kul,bir “Hiççiz” biz sadece,

Ondan gelip O’na yürüyen bir garip yolcuyuz işte!

Hak deyip yanan,yar deyip susanlarız…

Bir kuluz O’nun yolunda adım adım O’na yürüyen.

#YazanMerveDEMİREL

#Yazarkelam_merviş

Ahire Sevdalandık Biz…

Zahirde bir yolcu olup ;

Ahire sevdalanmış bir yolcuydu kalbim….

Bu yüzdendi belki de beşeri sevdadan kaçışım!

Taki satırlarda O’nu okuyana dek!

Şimdi ne avutur ki bu yüreği,

Senin huzura varmadıkça bu gönül…

Geldim ey seygili,ey efendim demekdikçe!

Diyemedikçe ne avutur bu kalbimi bilmem ki!

Hangi mutluluk denktir ,senin sevdana?

Sahiden söyler misin,söyleyebilir misin?

Gökyüzü bile özlemle bakarken;

Sana ve sana giden yollara meftunuz,

Sana sevdalıyız biz efendim!

Bir gün nasip olur mu ravzana gelmek?

Ellerimizi kaldırıp semaya ben geldim demek,diyebilmek….

Huzurunda sana yazılan mektubunu okumak,

Seni sana anlatmak yazdığım satırlarda…

Huzurunda okumak hece hece,satır satır…

Bilmem ki nasip olur şu biçareye ey sevgili…

Beytullah’ta sevdanla yanıp kavrulmak;

Ben geldim işte diyip secdeye durmak….

Sevinçten gözyaşlarıyla edilen duaları uğurlamak senin huzuruna. ..

İşte o nasibi bekler bu biçare yanarak!

Bekler bilir ki o ateşi bu gönle koyan Allah!

Elbet ulaştırır bu kulu ,nasibimize yazmasaydı sevdirir miydi?

Soran olursa Rabbinden nasibini bekliuor dersiniz….

Nasip diyorum ne güzel bir lütuf insana!
#YazanMERVEDEMİREL

SES VER YÜREĞİNE…

Her şeyin bir ömrü vardır şu alemi cihanda!

Bir ağacın,bir çiçeğin,bir kuşun ve bir kelebeğin ...

Peki ya sorsam size sevdanın ömrü var mıdır ki?

Sorsam ne dersiniz bilmem ki;

Sevdanın bir ömrü olmaz derim!

Sevdanın mekanı,zamanı,iklimi olmaz ki hiç!

Tek bir adresi vardır onun;

O da her gönlün kendi kalbinin hanesidir azizim…

Sanıyor musun ki sen;

Sevdayı gözün görür,

Kulakların işitir!

Ya kalbin sen ,ona sordun mu hiç?

Cevabını arayabildin mi şu alem-i cihan da…

Sevda dediğin bir ömürdür azizim!

Dünyaya attığın ilk adımınla başlar,son nefesine dek yarenindir.

Varlığındır sevdan,şahidindir senin birer birer attığın adımların!

Nefes aldığın müddetçe seninledir,yoksa zaten o da yok..

“YAZANMERVEDEMİREL”

“BİR ÇİFT GÖZ”

“BİR ÇİFT GÖZ”

Gözlerin vurgunuydu yürekler ;

Sözler,yüreğin kalem tutan elleriydi.

Yarının anahtarıydı bir tebessüm,

Vefanın simgesiydi merhamet,sevgi…

Suskun yüreklerin diliydi gözler,

Konuşamasa da belki anlatırlar her şeyi….

Bakmaya dahi kıyamadığımız bir çift göz,

Ama yine de biz çok severdik azizim!

Zeytin siyahı o gözleri,çok severdik….

#YAZANMERVEDEMİREL

HAYDİ YAZALIM ÜSTADIM…

Dedim ya yeter artık be üstadım !

Artık bizi bize anlatma vaktidir…

Yeniden doğrulurak biz varız diyerek yazma vaktidir!

Susayan yüreklere,yolda kalan insanlara

Elimizi uzatıp hoş geldin kardeşim demeliyiz.

Hak için yazma vaktidir artık üstadım!

Hakkı anlatmalı şu tüm alem-i cihana,

Durmamalı taki son nefesi verene ve son mürekkeb akana dek!

Okuyarak durmadan yazmalıyız, bizi bekleyenlerimiz var bir yerler de

Bizi bekleyenlere yetişebilmek elimizi uzatabilmek için,

Yazmalı ve anlatmalıyız bizi bize üstadım!

Zaman durma zamanı hiç değil.

Bilakis koşar adım yol alma vaktidir!..

#Yazarkelam_merve
#YAZANMERVEDEMİREL

“ÜŞÜMEK DEDİM EY CAN!…”

ÜŞÜMEK DEDİM EY CAN…”

Soğuk mudur ki insanı üşüten;

Yoksa başka bir şey midir?

Vefasızlık mıydı ki bilemedim…

Veyahutta sergilenen davranış mıydı?

Üşümek diyorum azizim,üşümek!

Üşümek,yanlızca bedenin üşümesi miydi ki….

Peki ya yüreğin ise üşüyen ne yaparsın?

Isıtamaz ise güneş dahi yüreğini,

Kaçacak yer arar iken yüreğin;

Arar da bulamazsa,bulamazsa….

Susarsa gözlerin,dilin ve yüreğin,

Ebedi göç etmek isterse yüreğin!

Geriye ne kalır ki senden?

Sen, senden gidersen ey gönlüm….

Söyler misin bana,söyleyebilir misin ?

Sahiden bilmem ki…..

Kifayetsiz kalmaz mı kelimeler…

Yarım kalmaz mı cümleler sen yokken!

YazanMerveDEMİREL